Denizden Geleceğe: Trabzon'da Su Ürünlerinde Yenilik ve İhracat Odaklı Buluşma
Sektör temsilcileri, Trabzon’dan dünyaya uzanan güçlü bir su ürünleri ekosistemi için buluştu.
04 Kasım 2025 - 23:21
Aqua Life of Türkiye Yayın Grubu tarafından, PCS Elektroniğin ana sponsorluğunda düzenlenen 7. Türkiye Su Ürünleri Semineri, Trabzon Karadeniz Teknik Üniversitesi Deniz Bilimleri Fakültesi’nde yoğun katılımla gerçekleştirildi.
Su ürünleri sektörünün temsilcilerini, akademisyenleri ve kamu kurumlarını bir araya getiren seminerde; uluslararası pazarlara açılma, ihracatın artırılması, deniz ve iç su kaynaklarının korunması, sürdürülebilir avcılık ile kuluçkahane ve kafes sistemlerinde verimliliğin yükseltilmesi konuları ele alındı.
Seminerde yapılan sunumlarda, Trabzon’un su ürünleri potansiyeline özel bir vurgu yapıldı. Sektör Temsilcileri, Trabzon’un hem zengin doğal kaynakları hem de gelişmiş yetiştiricilik altyapısı sayesinde Türkiye’nin kuzeyinde adeta bir üretim üssü konumunda olduğunu dile getirdi.
Trabzon’da Deniz ve İç Su Kaynaklarının Korunması Vurgusu
Seminerde öne çıkan başlıklardan biri de deniz ve iç su kaynaklarının korunması oldu. Katılımcılar, Trabzon’un sahip olduğu ekosistemin yalnızca bölgesel değil, ulusal su ürünleri üretimi açısından da stratejik öneme sahip olduğunu belirtti.
Özellikle su kirliliğinin önlenmesi, atıksu yönetimi, aşırı avcılığın denetlenmesi ve habitatların korunması konularına dikkat çekildi. Katılımcılar, sürdürülebilir bir üretim modeli için ekosistem temelli yönetim anlayışının benimsenmesi gerektiğini vurguladı.
Ayrıca, Karadeniz’in iklim değişikliğinden en fazla etkilenen denizlerden biri olduğu hatırlatılarak, deniz suyu sıcaklıklarındaki artışın ve oksijen seviyesindeki azalışın balık popülasyonlarını tehdit ettiği belirtildi. Bu nedenle, Trabzon ve çevresinde hem bilimsel izleme çalışmaları hem de yerel üretici bilincini artıracak eğitim programlarının yaygınlaştırılması gerektiği ifade edildi.
Katılımcılar, doğal stokların korunması, yapay resif uygulamaları ve nehir ağızlarındaki kuluçkahane destekli balıklandırma projelerinin bölge ekosistemine katkı sağlayacağına dikkat çekti.
Son yıllarda ihracat hacmindeki artışa dikkat çeken konuşmacılar, soğuk zincir altyapısı ve konteyner taşımacılığındaki gelişmelerin, Trabzon’u işlenmiş balık ve dondurulmuş ürün ihracatında avantajlı bir merkez haline getirdiğini vurguladı.
Ayrıca, kuluçkahane teknolojileri, yem verimliliği ve hastalık kontrolü gibi alanlarda yürütülen Ar-Ge çalışmalarının bölgedeki üreticilerin rekabet gücünü artırdığı, alabalık ve levrek yetiştiriciliğinde yeni sistemlerin yaygınlaşmasıyla ihracatta kalite standardının belirgin şekilde yükseldiği ifade edildi.
Türkiye’nin su ürünleri ihracatı 2024 yılında yaklaşık 2 milyar dolara ulaşırken, Trabzon’un ihracat performansı da dikkat çekti. Kentten yapılan su ürünleri ihracatının 145 milyon dolar seviyesine ulaştığı ve Rusya, Japonya, Hollanda gibi ülkelere yapılan satışlarda yüzde 20’nin üzerinde artış kaydedildiği belirtildi.
Su Ürünleri Merkez Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü tarafından yapılan sunumda, su ürünleri sağlığı konusu kapsamlı bir şekilde ele alındı. Özellikle balık hastalıklarının teşhis ve tedavi süreçlerinde geliştirilen yeni yöntemler ve erken tanı sistemlerinin sektör için önemini vurgulandı. Enfeksiyon kaynaklı kayıpların azaltılması amacıyla yürütülen bilimsel araştırmalarda, bakteri ve virüs etkenlerine karşı aşı geliştirme çalışmalarının hız kazandığı belirtildi. Ayrıca, bakteriyofaj uygulamalarının geleneksel antibiyotik kullanımına alternatif olarak öne çıktığı, bu yöntemin çevresel sürdürülebilirlik ve gıda güvenliği açısından büyük avantaj sağladığı ifade edildi. Hastalık yönetiminin sadece tedavi değil, önleme ve biyogüvenlik odaklı bir yaklaşımla yürütülmesinin gerektiği konusuna dikkat çekildi.
Trabzon Tarım ve Orman İl Müdürü İsa Kaplan, Türkiye’nin yıllık toplam kullanılabilir su miktarının 112 milyar m³, toplam su kullanımının ise 58,41 milyar m³ olduğunu belirtti. Kaplan, bu verilerin su kaynaklarının sürdürülebilir yönetiminin önemini bir kez daha ortaya koyduğunu vurguladı. “Av filosu” başlığı altında yapılan bilgilendirmede ise, denizde faaliyet gösteren ruhsatlı balıkçı gemi sayısının 1.023, ruhsatlı balıkçı yardımcı gemi sayısının 19, ruhsatlı yetiştiricilik tesis gemi sayısının ise 32 olduğu ifade edildi. Ayrıca, “Su Ürünlerinde Üretim Planlaması” kapsamında yapılan çalışmalara değinilerek, üretim kapasitesinin çevresel faktörlerle uyumlu şekilde artırılmasının ve kaynakların verimli kullanılmasının sektörün geleceği açısından kritik öneme sahip olduğu belirtildi.
Seminerde konuşmacı olarak;
Katılımcılar, sektörün geleceğine yön verecek adımların değerlendirilmesi ve bölgesel üretim kapasitesinin güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Ayrıca Karadeniz Bölgesi’nin hem yetiştiricilik hem de ihracat potansiyeliyle Türkiye’nin su ürünleri sektöründe stratejik bir konumda olduğu ifade edildi.
Su ürünleri sektörünün temsilcilerini, akademisyenleri ve kamu kurumlarını bir araya getiren seminerde; uluslararası pazarlara açılma, ihracatın artırılması, deniz ve iç su kaynaklarının korunması, sürdürülebilir avcılık ile kuluçkahane ve kafes sistemlerinde verimliliğin yükseltilmesi konuları ele alındı.
Seminerde yapılan sunumlarda, Trabzon’un su ürünleri potansiyeline özel bir vurgu yapıldı. Sektör Temsilcileri, Trabzon’un hem zengin doğal kaynakları hem de gelişmiş yetiştiricilik altyapısı sayesinde Türkiye’nin kuzeyinde adeta bir üretim üssü konumunda olduğunu dile getirdi.
Trabzon’da Deniz ve İç Su Kaynaklarının Korunması Vurgusu
Seminerde öne çıkan başlıklardan biri de deniz ve iç su kaynaklarının korunması oldu. Katılımcılar, Trabzon’un sahip olduğu ekosistemin yalnızca bölgesel değil, ulusal su ürünleri üretimi açısından da stratejik öneme sahip olduğunu belirtti.
Özellikle su kirliliğinin önlenmesi, atıksu yönetimi, aşırı avcılığın denetlenmesi ve habitatların korunması konularına dikkat çekildi. Katılımcılar, sürdürülebilir bir üretim modeli için ekosistem temelli yönetim anlayışının benimsenmesi gerektiğini vurguladı.
Ayrıca, Karadeniz’in iklim değişikliğinden en fazla etkilenen denizlerden biri olduğu hatırlatılarak, deniz suyu sıcaklıklarındaki artışın ve oksijen seviyesindeki azalışın balık popülasyonlarını tehdit ettiği belirtildi. Bu nedenle, Trabzon ve çevresinde hem bilimsel izleme çalışmaları hem de yerel üretici bilincini artıracak eğitim programlarının yaygınlaştırılması gerektiği ifade edildi.
Katılımcılar, doğal stokların korunması, yapay resif uygulamaları ve nehir ağızlarındaki kuluçkahane destekli balıklandırma projelerinin bölge ekosistemine katkı sağlayacağına dikkat çekti.
Son yıllarda ihracat hacmindeki artışa dikkat çeken konuşmacılar, soğuk zincir altyapısı ve konteyner taşımacılığındaki gelişmelerin, Trabzon’u işlenmiş balık ve dondurulmuş ürün ihracatında avantajlı bir merkez haline getirdiğini vurguladı.
Ayrıca, kuluçkahane teknolojileri, yem verimliliği ve hastalık kontrolü gibi alanlarda yürütülen Ar-Ge çalışmalarının bölgedeki üreticilerin rekabet gücünü artırdığı, alabalık ve levrek yetiştiriciliğinde yeni sistemlerin yaygınlaşmasıyla ihracatta kalite standardının belirgin şekilde yükseldiği ifade edildi.
Türkiye’nin su ürünleri ihracatı 2024 yılında yaklaşık 2 milyar dolara ulaşırken, Trabzon’un ihracat performansı da dikkat çekti. Kentten yapılan su ürünleri ihracatının 145 milyon dolar seviyesine ulaştığı ve Rusya, Japonya, Hollanda gibi ülkelere yapılan satışlarda yüzde 20’nin üzerinde artış kaydedildiği belirtildi.
Su Ürünleri Merkez Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü tarafından yapılan sunumda, su ürünleri sağlığı konusu kapsamlı bir şekilde ele alındı. Özellikle balık hastalıklarının teşhis ve tedavi süreçlerinde geliştirilen yeni yöntemler ve erken tanı sistemlerinin sektör için önemini vurgulandı. Enfeksiyon kaynaklı kayıpların azaltılması amacıyla yürütülen bilimsel araştırmalarda, bakteri ve virüs etkenlerine karşı aşı geliştirme çalışmalarının hız kazandığı belirtildi. Ayrıca, bakteriyofaj uygulamalarının geleneksel antibiyotik kullanımına alternatif olarak öne çıktığı, bu yöntemin çevresel sürdürülebilirlik ve gıda güvenliği açısından büyük avantaj sağladığı ifade edildi. Hastalık yönetiminin sadece tedavi değil, önleme ve biyogüvenlik odaklı bir yaklaşımla yürütülmesinin gerektiği konusuna dikkat çekildi.
Trabzon Tarım ve Orman İl Müdürü İsa Kaplan, Türkiye’nin yıllık toplam kullanılabilir su miktarının 112 milyar m³, toplam su kullanımının ise 58,41 milyar m³ olduğunu belirtti. Kaplan, bu verilerin su kaynaklarının sürdürülebilir yönetiminin önemini bir kez daha ortaya koyduğunu vurguladı. “Av filosu” başlığı altında yapılan bilgilendirmede ise, denizde faaliyet gösteren ruhsatlı balıkçı gemi sayısının 1.023, ruhsatlı balıkçı yardımcı gemi sayısının 19, ruhsatlı yetiştiricilik tesis gemi sayısının ise 32 olduğu ifade edildi. Ayrıca, “Su Ürünlerinde Üretim Planlaması” kapsamında yapılan çalışmalara değinilerek, üretim kapasitesinin çevresel faktörlerle uyumlu şekilde artırılmasının ve kaynakların verimli kullanılmasının sektörün geleceği açısından kritik öneme sahip olduğu belirtildi.
Seminerde konuşmacı olarak;
- İsa Kaplan – Trabzon Tarım ve Orman İl Müdürü
- Dr. Sebahattin Kutlu – SUMAE Teknik Koordinatörü
- Bayram Sancar – Tarım İl Balıkçılık ve Su Ürünleri Şube Müdürü
- İlker Yıldırım – Trabzon İç Su Ürünleri Yetiştiricileri Birliği Başkanı
- Mustafa Memoğlu – Rize İç Su Ürünleri Yetiştiricileri Birliği Başkanı
- Barış Zaman – Rize SUR-KOOP
- Ahmet Mutlu – Trabzon SUR-KOOP
- Muharrem Hamza – Rize DEM-BİR
- Salih Şahin – DOKA Kalkınma Ajansı
Katılımcılar, sektörün geleceğine yön verecek adımların değerlendirilmesi ve bölgesel üretim kapasitesinin güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Ayrıca Karadeniz Bölgesi’nin hem yetiştiricilik hem de ihracat potansiyeliyle Türkiye’nin su ürünleri sektöründe stratejik bir konumda olduğu ifade edildi.
YORUMLAR