Reklam
Reklam

Türkiye: Düşük Yurtiçi Balık Tüketimiyle Öne Çıkan İhracat Odaklı Bir Su Ürünleri Yetiştiriciliği Ülkesi

Türkiye, 21 Mart 2025 | Son yirmi yılda Türkiye'nin su ürünleri yetiştiriciliği sektörü olağanüstü bir büyüme kaydederek üretim hacmini sekiz kat artırdı.

Türkiye: Düşük Yurtiçi Balık Tüketimiyle Öne Çıkan İhracat Odaklı Bir Su Ürünleri Yetiştiriciliği Ülkesi
29 Mart 2025 - 03:03

2002 yılında Türkiye, 61.163 ton yetiştiricilik balığı üretirken, bu rakam 2023 itibarıyla 547.505 tona yükseldi. Bu etkileyici %800'lük büyüme, sektörün ulusal ekonomi için önemini pekiştirirken, su ürünleri yetiştiriciliği 1,7 milyar avro değerine ulaşarak avcılık yoluyla elde edilen balıkçılığı geride bıraktı ve Türkiye'nin birincil deniz ürünleri kaynağı haline geldi.

Reviews in Aquaculture dergisinde yayımlanan yakın tarihli bir bilimsel inceleme, bu büyümenin temel nedenleri olarak teknolojik ilerlemeleri, devlet teşviklerini ve artan uluslararası talebi gösteriyor.

Türkiye'nin su ürünleri yetiştiriciliği sektörü uzun süredir üç ana tür olan alabalık, levrek ve çipura üretimine odaklanmış olup, bu üç tür toplam üretimin %97’sini oluşturuyor. Ancak sektör, yetiştirilen türleri çeşitlendirme yönünde adımlar atıyor. Karadeniz kalkanı ve Atlantik orkinosu yetiştiriciliğine yönelik yeni projeler, bu alandaki çeşitliliği artırmayı hedefliyor.

En umut verici gelişmelerden biri ise Karadeniz’de yetiştirilen büyük alabalık olan Türk somonu üretiminin 2023 yılında %31,18 oranında artış göstermesi oldu. Bunun yanı sıra, derin deniz yetiştiriciliği ve resirküle sistemler (RAS) gibi kontrollü üretim ortamları geliştirilerek sürdürülebilir büyüme için yeni fırsatlar yaratılıyor.

Ayrıca sektör, dijital dönüşümü benimseyerek yapay zeka ve makine öğrenimi teknolojilerini besleme stratejilerini optimize etmek, çevresel izleme yapmak ve balık refahını artırmak için kullanıyor. Bu yenilikler, uzun vadede verimliliği artırarak operasyonel maliyetleri düşürmeyi hedefliyor.

Çevresel Zorluklar, Sürdürülebilir Üretim ve Yurtiçi Tüketim

İklim değişikliği, Türkiye ve Akdeniz genelinde su ürünleri yetiştiriciliği için önemli bir tehdit oluşturuyor. Deniz suyu sıcaklıklarının yükselmesi hassas türleri etkilerken, Karadeniz’de deniz kafeslerinde soğuk su pompaları kullanımı gibi önlemler alınarak yetiştiricilik koşulları dengelenmeye çalışılıyor.

Bunun yanı sıra, Türkiye'nin yetiştiricilikte büyük ölçüde ithal yem bileşenlerine, özellikle de balık unu ve balık yağına bağımlı olması önemli bir sorun teşkil ediyor. Bu bağımlılığı azaltmak amacıyla sektör, böcek bazlı proteinler ve balık işleme yan ürünleri gibi daha sürdürülebilir yem alternatifleri üzerine çalışmalar yürütüyor.

Türkiye, karbon ayak izini azaltma konusunda da ilerleme kaydediyor. Araştırmalar, yem üretim tesislerinin balık çiftliklerine daha yakın konumlandırılmasının taşıma kaynaklı emisyonları azaltarak sektörü daha çevreci hale getirebileceğini gösteriyor. Ayrıca, farklı yetiştiricilik türlerinin karbon ayak izini değerlendiren çalışmalar yürütülerek daha sürdürülebilir üretim yöntemleri geliştirilmeye çalışılıyor.

Buna rağmen, Türkiye’nin deniz ürünleri ihracatındaki lider konumu yurtiçi balık tüketimine yansımış değil. Türkiye’de kişi başına düşen balık tüketimi 7,2 kg ile dünya ortalamasının oldukça altında kalıyor. Bu durumu değiştirmek için hükümet ve özel sektör, balığın besin değerine vurgu yapan farkındalık kampanyaları düzenleyerek ve özellikle genç tüketicilere yönelik pazarlama stratejileri geliştirerek balık tüketimini artırmayı hedefliyor.

Hızla büyüyen üretim hacmi, teknolojik yenilikleri ve uluslararası pazardaki güçlü konumuyla Türkiye, Akdeniz su ürünleri yetiştiriciliğinde kilit bir oyuncu olmaya devam ediyor. Ancak uzun vadeli sürdürülebilirliği sağlamak için ihracat ile iç tüketim arasında denge kurulması, çevresel etkinin azaltılması ve alternatif yem çözümlerine yatırım yapılması kritik önem taşıyor.

Türkiye’nin su ürünleri yetiştiriciliğindeki başarıları, Akdeniz’de deniz ürünleri sektörünü genişletmek isteyen diğer ülkeler için önemli bir model sunuyor ve çevresel ve ekonomik sürdürülebilirliği sağlama konusunda değerli deneyimler sağlıyor.
 

 


Reklam

YORUMLAR

  • 0 Yorum