Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam

Dünyada ve Türkiye'de balık yetiştiriciliği artıyor

Balık yetiştiriciliği tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de yapılıyor. Bu yöntem sayesinde sofralara yeteri kadar balık ulaşması hedeflenirken bir yandan da ihracata katkı sağlanıyor. Günümüzde tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de yaygın olarak yapılan balık yetiştiriciliği denizlerdeki balık rezervlerinin en önemli alternatifi durumunda.

Dünyada ve Türkiye'de balık yetiştiriciliği artıyor
19 Ağustos 2023 - 18:44

Balık yetiştiriciliği nedir?

İnsanlar için çok değerli olan balık üretiminin, Asya’da Çinliler tarafından milattan öncesine dayandığı bilinmektedir. Önceleri yarı kontrollü üretimlerle yapılan yetiştiricilik, tam kontrollü yöntemlerle, yani yumurta ve spermin kontrol altına alınması ve döllemenin uygun koşullarda ve su kalitesinde gerçekleştirilmesiyle günümüze kadar gelmiştir. Suda yaşayan, insan tüketiminde önemli ekonomik değere sahip canlıların, kontrollü koşullar altında üretilip bakımı yapıldıktan sonra sofralarımıza gelene kadar geçen süreç yetiştiricilik faaliyetidir.

En çok nerede uygulanıyor?

‘FAO (BM Gıda ve Tarım Örgütü) Sofya 2020’ raporuna göre, dünya iç su ve denizlerde balık yetiştiriciliği 54 milyon 279 bin tondur. Bu üretime karides gibi eklem bacaklılar ve istiridye midye gibi kabuklu canlıları da eklediğimizde toplam üretim 82 milyon 95 bin tondur. Dünya su ürünleri yetiştiriciliğinin %89’u Asya’da üretilmektedir. Amerika, Asya, Afrika ve Avrupa kıtalarına baktığımızda ise üretimin başında Mısır, Şili, Hindistan, Endonezya Vietnam, Bangladeş, Norveç gibi ülkeler gelmektedir. Ülkemizde henüz üretilmeyen fakat akuakültürde (yetiştiricilik) önemli yer alan alg üretimi ya da insanımızın kullandığı tabirle yosun üretimi ise dünya genelinde 32 milyon 386 bin tondur ve bu üretimin başında Çin, Endonezya, Kore, Filipinler ve Japonya gelmektedir.
 

En çok hangi balık türleri yetiştiriliyor?

Dünya genelinde üretilen balıklara baktığımızda 2018 yılında en fazla üretim sazan balığı ailesinde olan türlerdir. Örneğin, bizlerin bildiği yaygın sazan türünün üretimi 4 milyon 189 bin tondur. Atlantik salmon ya da somon balıklarının üretimi ise 2 milyon 435 bin tondur. Ülkemizde de yaygın olarak tüketilen alabalıkların üretimi ise 848.1 bin tondur. Bu balıklardan başka en çok üretilen balıkların başında tilapya, kedi balığı ve bizde olmayan başka türler gelmektedir. Türkiye’de üretim çipura, levrek ve alabalık ile yapılmaktadır. Bu 3 balık ise besin değeri açısından çok değerli olan karnivor türlerdir. Bu balıkların ortak özelliği çok kaliteli su kriterlerine bağlı olarak üretilebilmeleridir. Yani yaşadıkları ortam olan tatlısu ya da tuzlu suyun su kalite parametrelerinin yani fiziko-kimyasal parametrelerinin optimum olması gerekiyor. Sudaki en ufak kirlenme belirtisi balıkların büyümesinde sorun olabilmektedir. Bu nedenle bu balıkların üretiminin yapıldığı sular çok temiz olmalıdır.

Balık yetiştiriciliğinin ihracat açısından önemi nedir?

Türkiye olarak 2019’da 373 bin ton balık üretimi gerçekleştirdik. Bu miktarın arasında 138 bin ton levrek, 100 bin ton çipura ve geri kalanı alabalık olarak üretilmiştir. Üretilen balıklarımız 100 civarında yurt dışındaki ülkelere ihraç edilmektedir. Bu ihracattan ise 2019 yılında 1 milyar doların üzerinde ülkemize döviz girdisi sağlanmıştır. Üretilen balıkların yanında ithal ettiğimiz balıklar da var. Bunların başında yine yetiştiriciliği yapılan somon balıkları geliyor. Ülkemizde 2019 yılında avcılık yoluyla 463 bin ton balık elde edilmiştir. Avcılık yoluyla en çok hamsi, çaça ve sardalya balıkları avlanmaktadır. 2019 yılında tüm üretimin %55.4’ünü avcılık %44.6’sını yetiştiricilik yoluyla gerçekleştirdik.
 

Doğaya zararı var mı?

Balık çitliklerinin kuruluş prosedürleri ülkemizde çok katıdır ve kanunlar yönetmelikler ve tebliğler ile sınırlıdır. Balık çiftlikleri sağlıklı insan gıdası üretmesi nedeniyle sıkı takip edilmek zorundadırlar. Çevre Kanunu, Su Ürünleri Kanunu vs. birçok kanun hükümlerine göre kurulurlar ve takip edilirler. Balıkların yaşam kalitesi yaşadıkları suyun kalitesiyle birebir ilişkilidir. Soğukkanlı canlılar grubunda olduklarından suyun sıcaklık, oksijen, pH, amonyak vs parametreler ile yaşamlarının kalitesi sağlanmaktadır. Tüm üretim aşamaları temiz su ortamında yapılabilmektedir. Tesislerden çevreye bırakılan sular aynı ortam olması nedeniyle suyun kalite parametrelerini değiştirmeyecek düzeyde olmasına dikkat edilir. Başka bir deyişle üretilen balıklardan oluşan yem ve dışkı ile oluşan organik atıkların ortam su kalitesini değiştirmeyecek düzeyde olmasına özen gösterilmek zorundadır. Bu su kalite parametrelerinin her yıl Çevre ve Şehircilik Bakanlığına beyan edilmek zorunluluğu vardır.


 


YORUMLAR

  • 0 Yorum